İçinizi ısıtacak bir aşk hikayesi: Tuzlu kahve

Kahvenin tuzlusu olur mu?

Evet öncelikle söyleyelim. Normalde kahvenin tuzlusu olmaz. Ancak şaka amaçlı ve ikram edilen kişinin nezaketen reddemeyeceği ortamlarda kullanılır. Türkiyenin birçok yöresinde kız istemeye giden damat adaylarına tuzlu kahve ikram edilir. Damat adayının bu en heyecanlı anında yapılan şakanın anlamı, damadın sevdiği ve istediği kız için nelere katlanabileceğini görmektir. Bu nedenle damat adayı, olayın hiç farkında değilmiş gibi kahveyi içmek zorundadır.

Tuzlu kahve ikramı kız isteme olayının en eğlenceli kısmıdır. Her damat bunu bilir ama habersizmiş gibi davranır. Kendisine özellikle ikram edilen kahveyi alır ve kapı aralığında kendisini gizliden izleyen küçük kardeşlerin gülmelerini görmüyormuş gibi çaktırmadan içer. Tuzlu kahve ritüelini abartanlarda vardır. Örneğin kahvenin içerisine tuzun yanı sıra karabiber, kimyon, isot, yağ, şeker, yumurtanın sarısı veya bal koyanlar da vardır. Böyle bir durumla karşılaşan damatlara şimdiden sabırlar dileyelim.

Tuzlu kahve ikramı, damadın sevdiği kız için nelere katlanabileceğini görmek amacıyla yapılır.

Tuzlu kahvenin hikayesi

Tuzlu kahveyle ilgili yaygın bir hikayedir. Sevdiği kıza tutkuyla bağlanan ama utangaç bir delikanlının hikayesidir. Gerçek midir bilinmez ama okuyanların içini burkar ve nerede o eski sevgililer dedirtir adeta.

Delikanlı o kadar sevmiştir ve bir o kadar da utangaçtır ki, sevdiği kıza bir ömür boyu mahçup olmak istemez.

Yağız Anadolu delikanlısı bir güzeli sevmiştir. Günler, geceler boyu onun hayalini kurmuştur. Ama aynı zamanda çok utangaçtır. Sevdiğini gördüğü anda rengi kızarır ve adeta dili tutulur. Günler haftalar geçer amd delikanlımız bir türlü açılamaz. Güzelimiz henüz daha delikanlının farkında bile değildir.

Delikanlı kızımızın yanından geçerken hep kalbi pır pır eder, göz ucuyla bakar ama bir türlü içinden geçenleri söyleyemez. Fırsatlar kollar, bir şeyler sormak ve birkaç kelime de olsa konuşmak için. Hep bekler ki sevdiği kız gelsin kendisine bir şey sorsun ya da bir şeyler istesin.

Bir gün günlerdir, haftalardır beklediği fırsat karşısına çıkar ve delikanlı tüm cesaretini toplayarak kızı kahve içmeye davet eder. Böyle bir davet beklemeyen kızımız önce çok şaşırır. Utangaç ve mahçup tavırlı delikanlının davetini kabul eder.

Tuzlu kahve, platonik aşkın gerçeğe dönüştüğü unutulmaz bir aşk ve sevgi hikayesidir.

Heyecanla yapılan bir hata...

Bir bahar günü, kelebeklerin uçuştuğu rengarenk çiçeklerle bezenmiş bir açık hava kahvesinde buluşurlar. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Kız biraz daha rahattı.

“Ben sade kahve içerim. Sen nasıl istersin? Diye sordu.

Delikanlı utangaç tavırla

“ben de” deyiverdi.

Hayatında hiç sade kahve içmeyen delikanlı, kahveden bir yudum aldığında ne kadar acı olduğunu farketti. Garsonu çağırdı ve

“Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.”

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.

Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi. Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum… Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki…”

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının…

Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri… Aile duygusu olan biri…

Kız da konuşmaya başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi…

O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu… Tatlı ve sıcak. Ve de bu sohbet hikayemizin harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii… Buluşmaya devam ettiler ve her güzel hikayede olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu… Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü…