French press ya da kahve presi
French press ya da kahve presi olarak bilinen kahve demleme yöntemi, bilinen en eski ve en kolay kahve demleme yöntemlerinden biridir. Kaynama sıcaklığındaki suyun orta büyüklükteki kahve tanecikleri üzerine eklenmesiyle hazırlanır. Bu yöntemle kahvenin en doğal lezzetine yakın kahve elde edilir. Kağıt filtre kullanılmaz. Kahve tanecikleri kaynatılmaz. Bu nedenle, kahve çekirdeklerindeki tüm doğal yağ, protein ve diğer içerikler ideal oranda kahveye karışır.
Kahve presini tarihte ilk olarak kimin bulduğuyla ilgili net bilgiler yok. Adındaki French (Fransız) ifadesinden dolayı Fransızlar doğal olarak sahiplenmektedir. Ancak İtalyanlar da kahve presinin ilk olarak kendileri tarafından bulunduğunu iddia etmektedir.
James Grierson adlı ingiliz yazara göre, kahve presi ilk olarak Fransa nın italya sınırına yakın olan Provence bölgesinde kullanılır. Yıl olarak da 1850 li yılları işaret eder.
French press kahve demleme yönteminin ilginç keşfedilme hikayesi
Şimdi French press ya da kahve presi olarak bilinen yöntemin ilk defa keşfedilme hikayesine gelelim.
Yaşlı bir adam eşiyle birlikte küçük bir Akdeniz kasabasında yaşamaktadır. Yaşlı adam her gün sabahtan evinden çıkıyor ve evinin yakınındaki tepeye kadar yürüyüp akşama kadar orada kalıyordu. Bir yandan Akdenizin serin sularını seyrediyor, bir yandanda sessizliğin verdiği huzur ortamında kafasını dinliyordu. Bunu öylesine alışkanlık haline getirmişti ki, havanın soğuk, sıcak ya da yağmurlu olması onu bu alışkanlığından vazgeçirmiyordu.
Yanına akşama kadar yetecek yiyecek, kahvesini pişirecek kadar çalı çırpı, kahvesini ve eski cezvesini alıp yola koyuluyor, akşam karanlık çökmeden evine dönüyordu. Tepeye varınca önce biraz uzanıp dinleniyordu. Daha sonra, önce ateşi yakıp üzerine içerisine su ve kahve olan cezvesini koyuyor ve o kaynayıncaya kadar yemeğini yiyordu. Yemeğini yiyene kadar hem su kaynıyor hem de kahve demlenmiş oluyordu.
Kovboy kahvesi
Kahve ve suyun birlikte cezvede kaynatılmasıyla hazırlanan kahveye kovboy kahvesi denir. Amerikada kırsal alanda hala bu yöntem kullanılmaktadır. Kısacası, kovboy kahvesi “kazan çayı” dediğimiz çay demleme şeklinin kahveye uyarlanmış şeklidir.
Yaşlı adam da kahvesini kovboy kahvesi yöntemiyle demliyordu. Cezvesine koyduğu suyla kahveyi yakdığı ateşin üstüne koyarak kaynatıyordu. Kahve çekirdekleri biraz kaynayıp dibe çöktükten sonra da kahvesini içiyordu. Bu yöntemle hazırlanan kahve haliyle çok keskin ve acımsı oluyordu. Kahve kaynatıldığından dolayı, kahveye lezzet ve koku veren tüm uçucu yağlar buharlaşıyor, geriye acımsı ve lezzetsiz bir kahve kalıyordu. Ama yaşlı adamın bundan şikayeti yoktu. Yıllardır içtiği lezzete o kadar alışmıştı ki, bu kahve kendisine çok lezzetli geliyordu.
Unutkanlık ve French press yönteminin keşfi
Yine bir gün rutin olduğu üzere ateşini yaktı, yemeğini yedi. Ateş hafiften sönmeye başlarken, cezvesini ateşin üzerinden alıp kahvesini dolduracağı sırada cezveye kahve eklemediğini farketti. Yaşlı adam dalgınlıktan kahve koymayı unutmuştu. Ama kahve içmekten vazgeçemezdi. Sıcak suyun üzerine kahvesini koydu. Ama onu kaynatmak için ateş yakacak odun kalmamıştı. Etrafa baktı ama tepede en ufak bir çalı çırpı yoktu. Kahvesini kaynatmadan içmeye karar verdi. Ne de olsa kaynamış suyla kahve birazda olsa demlenmişti. Ama birde ne görsün? Kahve tanecikleri kaynamadığı için yüzeyde yüzüyordu. Bu şekilde kahveyi içmesi mümkün değildi.
Çaresizlik içinde etrafa bakarken, oradan geçen bir seyyar satıcıyı gördü. İtalyan satıcı arabasına yüklediği malzemeleri civar köyleri dolaşıp satmaya çalışıyordu. Yaşlı adam büyük bir umutla kahvesini süzecek bir alet aradı. Bulabildiği metalden yapılmış ince bir süzekti. Hemen onu aldı, katlayıp cezvenin içerisine sığacak şekilde büktü. Daha sonra onu alıp bir çubuk yardımıyla cezvenin içerisine yerleştirdi. Yavaşça aşağı doğru iterek, kahve taneciklerinin dibe çökmesini sağladı. Fincanına kahvesini döküp ilk yudumu aldığında yüzündeki mutluluk inanılmazdı. Beklemediği şekilde kahvesine kavuşmuştu. Hem de çok daha lezzetli bir kahveye.
Bu sırada seyyar satıcı da merakla yaşlı adamı izliyordu. Yaşlı adam bir fincan kahve de satıcıya ikram etti. Hem yaşlı Fransız hem de İtalyan satıcı kahvenin lezzetini çok beğenmişti. Her ikisi de hayatlarında bu kadar lezzetli kahve içmemişti. Kahvenin büyüleyici kokusunu ve inanılmaz lezzetini ilk defa tatmışlardı.
Seyyar satıcı yaşlı adama bunu ticarete dökmeyi teklif etti. Birlikte cezve ve metal filtreyi üretecek küçük bir imalathane açtılar. Böylelikle hem para kazanıp hemde insanların daha kaliteli kahve içmesini sağladılar.
Bu hikaye ne kadar gerçektir bilinmez. Ama French press diye bilinen kahve presinin patentini ilk olarak İtalyan Attilio Calimani 1929 yılında almıştır. Daha sonra, yine başka bir İtalyan Faliero Bondanini 1958 yılında French presin farklı bir versiyonunun patentini almıştır.
Kahve presinin Fransa’da çok popüler olduğu bilinmektedir. Hatta, 1960lı yıllarda hemen her Fransızın evinde bu kahve presinin olduğu söylenmektedir. Muhtemelen French press adı buradan gelmektedir.